images (9)

El bileğimden ameliyat olmuştum ve yaklaşık altı ay kadar elimi kullanamamıştım. Bu da bir geliştirici için çok kötü bir kabusa benzer. Karpal tünel denilen bu rahatsızlık aynı zamanda geliştirici hastalığı olarak da bilinir. Kalçamdan kemik alınarak el bileğime dolgu yapıldığı için kısa bir sürede yürüyememiştim. Bu sırada apple ve tesla motor gibi markaların hassas verilerini koruyan bir markanın Ankara yani devlet kurumlarına satış yapmak isteyen bir bayi adayımız vardı. Çok kıymetli bir ağabeyimizin de yeğeni olduğu için kendisine elimden geldiğince destek olmak istemiştim. Kendisini satıcı hatta satış uzmanı olarak tanımlayan arkadaşımızda inanılmaz bir ego vardı. Yani egosunun nedeni devlet kurumlarında bilgi işlem birimlerinde üst düzey olan dostları vardı ve yeni bir yapılanma ile ülkede ihtiyaç duyulan bir DLP markasının Devlet kurumları satışı için Ankara bayiliğini almak niyetindeydi. Aslında buraya kadar her şey normal görünüyor olabilir ama asıl sıkıntı bu arkadaşın hiç bir teknik bilgi ve birikimi olmadan ukalaca tavırlar ile üstten bakarak biz devletiz biz ne dersek o olur gibi hareket etmeye çalışmasıydı. Nitekim kendisi beni aramış ve 2 arkadaşımla sizi ziyaret etmek istiyoruz, hem geçmiş olsun deriz hemde biraz teknik sorularımız olur demişti. Bende eyvallah ama daha dikişlerim var o yüzden sadece sohbet edelim demiştim… Tabi iyilikten maraz doğar ya o misal bu arkadaşlar ile Üsküdar Çimen restaurant da buluştuk. Ben muhasebe müdürümle beraber gittim ki olur da fenalaşırsam bir dost olsun yanımda diye düşündüm. Derken bizim satış uzmanı deha arkadaş yanında iki kişi ile geldi. Sebebi ise kendisinin ifadesiyle ben teknik konulardan anlamam bu yüzden iki tane uzman getirdim şeklindeydi.  Solumda oturan kişi metronom diye bilinen reklam amaçlı tasarlanan aracın geliştirmesinde bulunan biriydi. Oldukça mütevazi olan bu arkadaş benim rahatsızlığımın ve dikişlerimin oldukça farkında olduğu için beni yormamaya çalıştı. Diğer arkadaş ise tam bir uzman edasıyla oturuyordu. Neyin uzmanı derseniz, bilişime dair ne varsa arkadaş uzmanım havasında. Turkcell de çok kritik görevlerde çalışmış ve çok büyük firmalar kendisinin  peşindeymiş. Ben o ukala tavırlarından bir nebze sıyrılmak adına, ben sizi bir yerden tanıyorum sanki! Acaba Bilgisayar mühendisleri odası İstanbul şube açılışında bulundunuz mu? diye sorduğumda ilk yanıtı bizim teknikten anlamayan satış uzmanı verdi;

-o genelde açılışlara gelmez. SIZAR! hahahahah….

Şaşkın bakışlarımız arasında bu iğrenç espri sonrası tam kendime gelirken bizim peşinden koşulan uzman arkadaş başladı sorular sormaya.

ilk sorusu sanal makine kurduğum makineden sanal makineye veri kayıt edersem ve flash diskle bu sanal makineyi alırsam sizin DLP çözümü bunu fark eder mi?

güzel soruydu ve elbette yakalar dedim.

peki nasıl dediğinde, ben size dökümanları göndereyim dedim.

sonra yine peki diye başlayan bir dizi soru sordu yalnız sorduğu sorular içinde DLP terminolojisinde olmayan teknik terimler kullanıyordu. Bende Arkadaşıma tek tek not aldırdım. Tabi bu diyaloğu tam olarak yansıtıp sizleri bunaltmayacağım ama sonuç olarak Tesla Motor ve Apple gibi markaların hassas verilerini koruyan bizim DLP çözümüne bok atıp akıllarınca bizden ucuza bayilik alacaklardı. Tabiy ki avuçlarını yaladılar süreç içinde. Çünkü bu iş salt ticaret olmadığı gibi işletim sistemi veya her hangi bir faydalı proje geliştirmeden ben üstadım havasında olanların kavrayabileceği ve hatta devlet ebed müddet nedir bilmeyenlerin anlayabileceği bir konu da değildi.

Şimdi bu ekip devletin bir çok kurumunda yönetici ve yetkili sıfatıyla çalışanların ticari hareketlerini yapacak olan ekip olduğu için size bunları anlattım. Bu uzman satıcı arkadaş bana açık açık şunu teklif etti. Burak bey siz Ankara projelerini bize bırakın biz kurumlara satarız ama siz satamazsınız. Hatta biz istersek sizin distribitörlüğünüzü elinizden bile alırız diyerek Paralel Bilişimcilerin tarafımdan deşifre edilmesini sağladığından haberi yoktu.

Yeni dünya düzeninde çok karmaşık ilişkiler var. Belki bilirsiniz, masonluk diye bir şey vardır. Hizmetkarlık gibidir aslında. Bende gerçek vampirler ile sonradan vampir olanlar gibi görüyorum bu tipleri. Bu tip arkadaşlar kendi içlerinde bir sınıflandırmaya giderek kendilerini konumlandırmaya çalışıp başkalarını hakir görme yöntemi ile ellerindeki imkanları kullanıp devleti söğüşlemeye çalışırlar.

Sonra ne mi oldu? Bu arkadaşlar beni aşarak markamızın merkezine Ankara’dan kalkıp gelip biz devletiz, biz istemezsek yaprak kımıldamaz. Siz bize bayiliği bedelsiz vereceksiniz gibi üst tondan konuşunca eee hali ile hadi bakalım kapı orada diyerek dostlarım tarafından kibarca kovuldular. Sonra bana gelerek toparlamaya çalıştılar. Çok şükür bu olaylar sayesinde devletin içinde yuvalanan paralel bilişimci yapılanması da deşifre edilmiş oldu. Darbe kalkışması sonrası alınan 3 ay olağan üstü hal durumu içerisinde bakalım başka neler olacak neler?

Yav siz bu devleti sahipsiz mi sandınız ey cahiller? Sizlere devlet yetki verip daire başkanlığı verdi ve güvendi. Siz ne yaptınız? Nasılsa bunlar bir boktan anlamaz diyerek aldınız anlaşmalı olduğunuz güvenlik duvarını, anti virüsü gereksiz ERP yi, içi boş iso 27001 belgesini ve daha niceleri derken cukka da cukka! Nasılsa bizleri takip edebilecek bir birim yok! Nasılsa her şey ihaleye uygun! Siber Güvenlik Komutanlığı ve milletine sadık, devletine bağlı askerlerini hiç hesaba katmadınız tabii ki..

 

Her şeyi gördüğünü iddia eden ve ona köpeklik ederek bilişim sistemleri ile veri toplamasına yardımcı olan herkese buradan sesleniyorum! Sizin hükmünüz bitmiştir… Zaten sizin hüküm dediğiniz köpeklikten başka bir şey değildi…

 

!!!Vazifeyi İhmale Sürükleyen Merhamet Vatana İhanettir!!!

Devlet Ebed Müddet

503632

 

 

Tags : ihaleye fesat karıştıran bilişimcilerparalel bilişim yapılanması
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response